- Oğlum artık sıra geldi evliliğe. Neyi bekliyorsun daha, milletin torunları evlenecek çağa geldi. Yok mu oğlum etrafında; konuştuğun helal süt emmiş, bizim ailemize yakışan sana layık birisi? Ben bugün varım yarın yokum, bu hayat yalnız başına çekilmez, şeytan vesveseden caymaz oğlum. Hem insan evlenince imanının yarısını tamamlarmış, hem de Rabbimiz rızka kefildir evladım.
-
Ey emanetçi olan anne baba; o kadar sene beni büyüttünüz, okuttunuz, terbiye verdiniz. Rabbimin emanetine kendi canınızdan çok sahip
çıktınız. Bilirim ki evlenmemi istemeniz, bu emaneti devretmenin zamanı geldiği
içindir, bilirim ki dede ve nine makamına erişmek istersiniz. Bilirim ki toprak
kokusundan önce torun kokusunu istersiniz, hakkınızdır.
-
Ne olur hak verin şu aciz kula; elbet oda ister
kendi evine baba olmayı, elbet oda ister imanını tam etmeyi, elbet oda ister cennette
beraber olacağı kişiyi, elbet oda ister rabbimin sevdiğini sevmeyi.
-
Ne olur hak verin şu aciz kula; kendini, ahireti
ve Allah’ı unutan kişilere karşı; kendini bulmaya, dünyayı hakiki manada
tanımaya çalışan şu kula hak verin. Dünyevi
zevklerden ve ihtiyaçlardan; yanındaki yakınındaki telaşlı insanlardan; küfür
etmeyi, zina yapmayı ve faizi marifet sayan insanlardan; helali, zekatı düşünmeyen ve kendini her daim bol kazançlı işler için yabancı lisanlar ve programlar öğrenmeye adayan insanlardan , ünlü olmaya çalışan insanlardan
arınmaya çalışan şu kula hak verin.
- - Ne olur hak verin onca sene sırf iyi bir gelecek için, maddiyat sıkıntısı
çekmemek için gecesini gündüzüne katıp ter döken, kendini savunamayıp haksız hocalarından ve patronlarından azarlanan şu suskun kula.
Biz insanlar çok garibiz.
Garibiz ya; teknoloji, kitap,
arkadaş, aile, Allah sevgisi yoksa yanımızda hele ki.
Kendisi gibi, hiç ölmeyeceğini düşünen insanları defneden mezarcı gibi, çok garibiz.
Kendimizi sürgün etmişiz madde
diyarına;
başkalarının hayatları, hayallerimiz olmuş farkında değiliz,
yollarda canhıraş ölümden habersiz bir insan seli.
Aşklar ayyuka çıkmış derler ya hani,
insan aşık olmuş konfora,
insan aşık olmuş dinlenmeye,
insan aşık olmuş paraya, mala, mülke ve maddiyata.
İnsan kaybolmuş uçsuz, bucaksız,
sınırsız zannettiği dünya ömründe.
İnsan kaybolmuş Allah’tan bihaber bilim denizinde.
İnsan kaybolmuş huri zannettiği ve dahi kendinin zannettiği hayatının gözlerinde.
İnsan kaybolmuş; tembellik ve rahatlığın, acziyetin önüne geçtiği üç günlük
yeryüzünde.
- - Ne olur hak verin bana; bu yol, bu dem, bu acizlik kimedir, nereyedir, bunu bilen ve sırat köprüsüne varacak olan bu yolda, benimle yürüyebilecek birisi var mıdır ey emanetçiler?
Rabbimi görmeyen
gözü, duymayan kulağı neyleyim.
Konuşacaksa,
Rabbimi konuşsun, Rabbimi konuşmayan dili neyleyim.
Düşünecekse Rahmeti düşünsün, Rahmeti düşünmeyen yüreği neyleyim.
Ağlayacaksa Hak için ağlasın, Hakka ağlamayan kulu neyleyim.
Aldığın onca başarı, onca kıdem, onca ödül neye yarar ki
Felek geldiği zaman emaneti teslim almaya.
Göçtüğüm zaman bu âlemden, ardımdan feryat etmeyen insanlar isterim.
Ki o insanlar bir an bile unutmamalı neden yaşadığını ,
ki o insanlar bir an bile izin vermemeli, aciz bir kul için gözlerinden akmaya çalışan ırmaklara.
Daldık gene kelamlar diyarına,
Aman güvenme sakın ha malına,
Sanma ki kolaydır çıkmak yarına.
Konacak kuş da kalmaz mezarına.
Volkan Yıldırım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder