Ne garip insanlarız biz, zerrenin zerresi ile sonunu bilmediğimiz kainat arasında yaşayan.
Ne garip insanlarız ama, dünü unutan bugünü kaçıran yarını kovalayan.
Ne garibiz ama; şöyle yapacağım yahut şöyle böyle olacak diye diye, ölümün varlığından habersiz hayaller kurarız. Bu hayallerimizle, vakitlerimizi heba ederiz.
Ben daha gencim diye diye, kaçarız kendimizce benliğimizdeki korkulardan.
Biz olamıyoruz bir türlü farkında, ömür sermayesinin. Kendimizce adalet terazisine koyuyoruz, ona göre yaşıyoruz hayatımızı.
Yaşlılığı, ölümün arifesi görüyoruz.
Neden ki?
Daha gencim diyerek, insan kendine ömür mü biçer hiç.
Evlat acısı çeken ana, ana acısı çeken evlat,
yahut babasız kalan evlat, evlatsız kalan baba
bilmez mi hiç onların emanet olduğunu ?
Nasıl unutur ki dünyanın tarla olduğunu ?
Hani herkes hesabını kendisi verecekti ya,
o yüzden mi bunca yakınma bunca ağlayış.
Yıkılsın dünyamız ne çıkar ki, o yanımızda olduktan sonra.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder