Aşk ile Diyelim


Vardır, yüreğe dokunan bazı anlar,
Gâhı güzel, gâhı çirkin zamanlar.
Aradı onca vakit Hakkı Âdem,
Neden ararsın, bulamadın mâdem.(Der şeytan)

Gayrı şu aleme Âdem olmaya geldik adem olduk,
Hardan çıktık, Allah Allah nidalarıyla dolduk,
Ermek için aşk lezzetine, gönül izzetine,
Pirler evliyalar erenler ocağında kavrulduk.(Der insan)


Hasbihal

 Önceden yoktun, sonran da yok olacak, bu dünyadan. Bunca hengamenin, bunca çabanın sonucu hiç olmamalı. İnsan bir hiç için emek harcamamalı. Bundan bin yıllar önceki bilim insanlarının değeri, bugün ne yazık ki kayda değer bile görülmüyor. Bugünkü nobel alan bilim adamları da yüzyıllar sonra ne değeri olacak ki? Evet belki bazıları etkilenecek bazıları idol olarak alacak, ancak kendi hayatını kendi ömrünü kendisi yönetemiyorken bu mümkün olabilir mi? Dünya'nın düz veya yuvarlak olmasının, bana ne faydası var ki? Dünya'nın en zengini o veya bu, kabirdeki beni ne ilgilendirir ki? 

Dünya, tek bir elden yönetilecekmiş. Tüm siyasi yapılanmaların, tüm savaşların sebebi buna zemin hazırlamak olabilirmiş. Peki ha ben o düzenin bir parçası olmuşum ha olmamışım, iki türlü de köle olmayacak mıyım? Kendi ideallerime uygun yöneticimi kendim seçemeyeceksem, beni huzur veren mutluluk veren şeyleri yapamayacaksam ne diye bir parçası olayım veya olmayayım. 

Bugün, gündelik hayatta eğer devamlı olarak aynı işlerle, aynı insan halleriyle, aynı meşgalelerle uğraşıyorsam ve hayatım monotonlaşmış ise keyif bunun neresinde. 

Hayatta ne kadar çok elek veya süzgeç var. Bir yere girmek için mutlaka o elekten geçmek gerekiyor. Ha demişsin elek, ha demişsin hayat imtihanı. Atalarımızından miras zerre kadar sıvı, analarımızın himayesinde vücut buluyor. sonra başka atalarımız meydana geliyor. İnsanlığa kendi penceremizden baktığımızda bu dünyaya gelmiş olmak bile mükemmel bir olasılık problemi değil de nedir? Ayrıca bu olasılık yani kendimiz vefat ettiğimizde, insanlar sırf üzülmemek için bizi hatırlamak istemeyek ya evet ya elbiselerimizi başkalarına verecek ya da yakacak. Peki ya bedenimiz, ya kül olacak ya suda balıklara yem olacak ya bir bombada atomlarına ayrılacak ya bir nükleer bomba ile zerrelerinin zerrelerine ayrılacak ya da toprak olacak. Sonuç olarak yüzyıl demiyorum, bir an sonra ne olacağımızı da bilmiyoruz. Tek bildiğimiz şey var, her an bu dünya bize veda edebilir. Milli bir futbolcusunuz, ülkeniz dünya kupasında çok önemli bir maça çıkıyor. Ve yüksek ateşi olan siz ilk onbirdesiniz. Hayatınızın en önemli maçı,telafisi olamayan bir maç sizin için. Sizin karakteriniz tamda burada ortaya çıkıyor. Ya benim ateşim var deyip hiç o maça çıkmazsınız, ya maça çıkar maçı idare etmeye çalışırsınız, ya maça çıkar hatasız oynamaya çalışırsınız, ya da maça çıkar elinden gelenden fazlasını verirsin. Takım olarak kaybetsen de verdiğin mücadele ile kazanan sen olursun..

Hey sen, unutma bu alemde sen hiçsin, kibrin kıyısında dolaştıkça,
Bak sen, istersen bu alemde sen varsın, Hakkın diyarından dolaştıkça.

Kariyer seçimini, iş hayatını ömrünün neye göre yaparsan yap, eğer sonu Allah'ın rahmetini kazanmak gayesine erişmiyorsa beyhudedir. Ha bu yoldan gitmişsin çok zengin olmuşsun, insanların takdirini saygısını sevgisini kazanmışsın, ha gitmişsin mütevazı bir hayat yaşamışsın kimsenin umurunda olmamışsın, sonu Allah olmayan yolu ben neyleyim. 


Volkan YILDIRIM-11.03.2025(03:06-Yusufeli)

Sünnet üzre yaşamak

  Allah azze ve Celle hayırlısını isteyen kullarına; şüphesiz en doğruyu, en güzeli ve en iyiyi hayırlı kılmamış mıdır? En doğru, en güzel, ...