Beklenti Köprüsünün Biçareleri

 -Yürüyoruz yine bir sabah güneşi eşliğinde gâh orman gâh dere tepe. Çok yorulduk be öncü dinlenelim     mi ne dersin? Gözlerin vakit yok der gibi ateş saçar, yüreğin affeyle beni delikanlı vakit dar diye kan ağlar. Aah yine beklentiler deresindeki tevekkül köprüsünü sel almış. Ne yapmak gerek imdi öncü? Bu selden karşıya imkanı yok geçemeyiz, gel dönelim gerisin geri he öncü? Ne yani Nuh peygamber değil mi diyorsun? Peki bir umar söyle, çare bul hele bu meramımıza. Hey hey o ağaç yaş halen, kurusunu kessen olmaz mı? Bak hem o ağaç yaş olduğu için eğilir. Bilmiyor olamazsın, onunda bir canının olduğunu. Yok yok, bu bülbüllere dut yemeyi ikrah ettirmek lazım. Neme lazım, bülbül kasidesini meşk ederken ishal edip gökten yağan sulu bülbül gübresine konak oluruz. Anlaşıldı, dil belası kitabının etkisinde kalmışsın sen. Ya insan bir gık demez mi Allah aşkına, hakikaten de döndürdün beni şaşkına.

-Bbbeklentiler insanı kötü yollara götürür kakarındaşım. Mmisal biz birisinin severiz, bekleriz ki o da bizi  sevsin. Bizim sevdiğimiz başkasını sever, bekler ki başkası da onu sevsin. Hep bekleriz, hep beklerler. Bilmezler ki Türk beklenendir. Bizim damarlarımızda var bu bir kere. Yahu kim bulaştırdı, bize bu beklenti mikrobunu. Acaba bu da manevi bir pandemi olmasın. Ülkeler bile kendi çıkarları için başka ülkelerden nice olmaz şeyler istiyor. Yoksa seni mahvederim haa diyor. Bakmışsın sonra hoop bir darbe ve ülke en az yirmi yıl geriye gitmiş. 

-Allah'ın da insandan beklediği şeyler ama. O niye kötülüğünü istesin ki insanın. Mesela suçsuz günahsız  insanlar neden işkence görüyorken sabiler, çocuklar taciz edilirken neden Allah mâni olmuyor. Kendi   yarattığı kullarını sevmemiş olamaz ki. Bir çok şeyi idrak edemiyorum ki. Acaba sığ mı düşünüyorum,   yoksa düşüncelerim kaliteli  mi değil ? Derin düşüncelere dalmak, korkutuyor beni. Hele iblisvari çok şey bilmeye çalışmak daha çok ürkütüyor. Sen yoruldun bir kaç dal da ben keseyim, ver hele nacağı bakalım. 

-Sssen dalları keserken, bende bu dalları birbirine bağlacak birşeyler bulayım. Bbbu dünya bir     kervansaraya benzer. Geldiğin yoldan ziyade gideceğin yer önemli. İstikametini bulan insan, kendini de hayatının gayesini de bulur, elbet mezarına bir Fatiha okuyanı da olur. Ölmeden önce ölmek gerekir, mahşer meydanında hesaba çekilmeden evvel dünyada kendimizi hesaba çekmek akıl kârıdır evvela. Unutmayasın ki, iyi insanın mahkemesi kendi vicdanıdır. Vicdanına ağır gelen şeyler, hatalıdır yalnıştır. O bebelere merhamet beslemen de senin vicdanını sızlatırsa bil ki sende iyiler yolununu yolcusu olmaya adaysın gayrı. Hele bir de sana zararı dokunan birisi için güzel temennide bulunuyorsan hayır duası ediyorsan, gönül yuvanda kelebekler de dahi inşaata katılmak için sıraya girmiş kalbini pırpır ettirmek   için kılık değiştiren Nasuh efendinin kadınlar hamamındaki tövbesi gibi samimi tövbeni bekliyorlar. 

- Ne yani çok bilgi sahibi olmak, insanı kibire mi gebe bırakıyor? Bilgili insan, çevresindeki insanlardan ilgi ve hürmet bekler. Binaenaleyn alim insan kibirli hülyalarında bu insanları hakir görmeyi murad eder.  Yani ilimden maksat, Allah'ın rızasını mı kazanmaktır?

  

Sünnet üzre yaşamak

  Allah azze ve Celle hayırlısını isteyen kullarına; şüphesiz en doğruyu, en güzeli ve en iyiyi hayırlı kılmamış mıdır? En doğru, en güzel, ...