- Şu garip dünyanın, ahvaline bir bak. Hele bi dur bekle, yorulmadın mı yoksa. Sürüncemeden çık, özüne dön, mideni doyurmayı azalt ruhunu doyurmayı artır. Fikrine, zikrine, sabrına ve şükrüne ilgi göster yoksa gafil olursun. Gayrı az söz söyle, çok dinle ve daha çok oku. Ha unutmayasın ki; sahibine üzüntü veren günah, gurur veren ibadetten daha hayırlıdır. Günahını da hiçbir kula anlatma sakın.
- Eyvallah, Allah'a ısmarladık.
- Ahval nicedir diyenlere selam olsun. Gönül harmanında ne öğütürsün diyenlere kelam olsun. Bu garib ne anlatır diyenlere, öğüt olsun. Lakin unutulmasın ki, en güzel öğüt verici olan yalnızca Allah'tır. Bizlerin gayesi, aklımıza ve gönlümüze yuva kuran bu nasihatleri daha güzel kalplere de erişmesini cenan-ı Allah'tan niyaz etmektir.
Eyvallah.
-Ee yolculuk nereye, yolcu.
-Bilmiyorum.
-Ben biliyorum, Hû'ya gidersin, Hayy'dan gelip. Bu asır seni de pek sarmadı değil mi ?
-Anlamıyorum seni, kimsin sen?
-Kim olduğuma değil, kimden olduğuma bak sen. Eskiler derki evvel refik, ba'del tarık. Evvela yolu değil, yoldaşını ara..
-O iş beni bozdu tekrar bozar, efendi.
-Evvela refikana iş olarak bakmayacaksın, yolunu arayan bir emanet olarak göreceksin onu da.
-İki tane istikamet bilmeyen yolcunun hali nice olur, hafzalan alır mı senin hiç.
-Kılavuzu Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i Sünnet ise istikameti de Allah'ın izniyle Sırat-ı Müstakim üzre olur.
-Eyvallah.
Dostlar, her asrın kendine özgü azap ve elem dolu hatıraları elbette vardır. Her asırda savunmasız bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar şuursuzca katledilmekte.. Namus kelamı her köşe başında tezgaha konmuş kiracısını beklemekte. Küfrün her evin duvarlarında yankılanan aksı Hak kelamını galebe çaldım diye geçici bir kıvanç içinde. Kocanın elbisesi kadının edebini, kadının elbisesi kocanın şahsiyetini gösterir derler ya hani. Bu devir de şahsiyeti beş para etmez, para etmeyen şeylerle de işim olmaz diyenler birbirine baka baka kararıyor, faizin gölgesinde.
Nice insanlar görürüm, yaşam mücadelesi verdikleri meşgalede kendilerini kaybedip, ben kendimi evlatlarıma adadım ideali ile hemhal oluveren.
Nice insanlar bilirim, dünyaya gelmekten maksadın ne olduğunu yeteri kadar aramadan şeytanın umutsuzluk silahı ile yaralanan ve yine tabibi olarak şeytandan başkasından medet ummayan.
Nice evlere misafir olurum, şatafatlı eşyalar, biblolar, heykeller, tek düğünlük dekolte urbalar ve gözü doymak bilmeyen aslında kendisininde bu kâinatta misafir olduğunu unutan biçareler.
Her dava, her mahkeme, her kavga ve dahi her şey yalnızca Rıza-i İlahi için olmalıdır. Olmaz ise şayet bomboş bir hayat yaşamış olmakla kalmayız, gereksiz ve faydasız kullar ile zayi olup gideriz.