Derinlerden gelen

 Alemin anahtarının sahibi olan insan, alemin sahibi midir yoksa misafiri mi?
Daha senin esamen dahi okunmazkenç, hükmetmeye çalıştığın şu kainat bile yokken; bazı varlıklar bilmediğimiz alemlerde yaratıcılarına secde ediyorlardı, hocaları iblisin arkasında. Peki ya o varlıklardan önce ne vardı, Rabbimizin hükmettiği. Bilemeyiz, çünkü zaman ve yer sadece yaratılanlar içindir, Yaradan için değil. Bu düzeyden kendine bakınca insan, hiçliğin ne demek olduğunu ve egosunun ne kadar zavallı olduğunu anlayabiliyor. 

Bugün geçim sıkıntısı, moderniteye ayak uydurma çabası, insanların saygısını ve sevgisini kazanma yarışı ve tabiki kendini kanıtlama sevdası köhne zihinlerimizi işgale kalkışmış. Günümüzün iş insanları, bilim insanları, sanat sahipleri ve hatta din alimleri bu işgalin farkında bile değil. Hep bir mezara kadar sürecek olan kavga ve yarış halindeyiz birileriyle ve de kendimizle. Hep kendimizi geliştirme, eşyalarımızı en son teknoloji ürünlerinden seçmek. Yirmi yıl garantisi olan olan çamaşır makinesini kullanan, bir saniye sonrasının garantisi olmayan insanlar olmaya değer mi acaba. 

Kişi odur ki bu alemde olabileceğinin en iyisi olmak. Ne de olsa bir kere verildi ona bu fırsat. 
Kişi odur ki sadece kendi dininden olana değil, her canlıya faydalı veren. 
Kişi odur ki incitmeden düşmanının dahi kalbini kırmadan gönül fethetmektir.
Kişi odur ki kendine hediye edilen yırtık eski bir elbiseyi hor görmeden baş tacı edendir. 
Kişi odur ki zevlerin ve isteklerin sonunun gelmeyeceğini ve bu ihtirasların kendisini helak edeceğini bilendir. 

Alarm çalıyor taa Filistin'den, taa Urumçi'den, taa Afrika'dan. Müslüman ülkelerin sabah ezanına kalkmak için vazgeçtikleri teheccüd vaktinde tüm dünya kıyama durmuş vaziyette, zalimin karşısında. 
Biz ise hala geçim mücadeleri, akrabalarla kim daha iyi mücadelesi, gelecek kaygısı, elalem ne der düşüncesi ile boğuşuyoruz. 

Yahu biz müslümanlığımızı yitirdikçe başkaları kazanıyor. Bizim tesettürlü annelerimiz kızıma söz dinletemiyorum mücadelesini verirken, Avrupalı kızlar ateist anne ve babalarınında gizli gizli islam aşısını ruhlarına zerk etme mücadelesini veriyor. Biz islamın maddi yönlerini yaşarken, hiç islamı bilmeyen insanlar islamın maneviyat denizine girmeye çalışıyor. 

Suni yağmur yağdıranlar, bilimin kölesi mi yoksa efendisi mi. Tıpkı, her gıdaya kendi ürettikleri genleri aktaranlar gibi. 

Sünnet üzre yaşamak

  Allah azze ve Celle hayırlısını isteyen kullarına; şüphesiz en doğruyu, en güzeli ve en iyiyi hayırlı kılmamış mıdır? En doğru, en güzel, ...